Zschimmer & Schwarz yetkilileri ile birlikte Lila Kağıt İplik Boyama Tesisine teknik bir ziyaret gerçekleştirdik
Zschimmer & Schwarz yetkilileri ile birlikte Lila Kağıt İplik Boyama Tesisine teknik bir ziyaret gerçekleştirdik
Zschimmer & Schwarz yetkilileri ile birlikte Lila Kağıt İplik Boyama Tesisine teknik bir ziyaret gerçekleştirdik
OSBÜK (Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu) 22.Olağan Genel Kurulu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır’ın da katılımıyla yapıldı.Toplantıda; OSBÜK Yönetiminde yer alan Yönetim Kurulu Başkanımız Ömer Ünsal da yer aldı..
0CEVAPLAR
Want to join the discussion?
Feel free to contribute!
tekay olarak oturum açıldı: . Profilinizi düzenleyin. Oturumu kapat Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yeni yatırım fizibiliteleri hazırladıklarını söyleyen Tekay Kimya Genel Müdürü Kayhan Ünsal, “Yeni yatırımlarımız olacak ve bu sebepten dolayı 40 bin metrekare yeni arsa alımı yaptık” dedi.
Sektörde 30 yıldır faaliyet gösteren Tekay Kimya’nın Genel Müdürü Kayhan Ünsal, “Tekstil sektörüne hizmet vermeye Ar-Ge yatırımları ile gelişerek devam ediyoruz. Tekstil sektöründe kullanılan tüm boya ve kimyasalların imalatını yaparak çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Tekay Kimya ve Grup Şirketleri Türkiye ve dünya ülkelerindeki sektör ihtiyaçlarını karşılamakta. Ayrıca sektörde önde gelen çeşitli Avrupa firmaların da mümessilliklerini yürütmektedir” dedi. Yeni yatırım fizibiliteleri hazırladıklarının altını çizen Ünsal, “Yeni yatırımlarımız olacak ve bu sebepten dolayı 40 bin metrekare yeni arsa alımı yaptık” diye konuştu.
İhracat hedefini yükseltti
Mevcut ihracatlarının geçen sene toplam satışın yüzde 17’si olduğunu bildiren Ünsal, “Hedefimiz bu rakamı yüzde 50 seviyelerine çıkarmaktır” şeklinde konuştu. Şirketlerinin güven ve kalite standardından taviz vermeden piyasada edindiği payı devamlı artırdığını söyleyen Ünsal, “Hedefimiz inovatif, yenilikçi, çevreye uygun ürünlerle çeşitliliğini arttırıp sektöre hizmet vermeyi sürdürmek” yorumunda bulundu. Sorunlarından da bahseden Ünsal, “Merdiven altı tabir edilen firmaların kontrol edilmemesinden dolayı sabit maliyetlerde bizim gibi firmalarla arasında büyük bir dengesizlik olmaktadır. Bu tür firmalara da denetim yapılarak eşitliğin sağlanması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Sektörün daha ileriye gidebilmesi için atak yapılmalıdır”
Tekstil sektörünün gıdadan sonra dünyada en çok tüketime sahip ve hiçbir zaman talebin bitmeyeceği bir sektör olduğuna dikkat çeken Ünsal, “Türkiye de tekstil sektöründe dünyada çok iyi bir yere sahip, hem kalite hem kapasite olarak dünyanın sayılı ülkelerinin başında geliyor. Maalesef Türkiye son dönemde özellikle artan enerji ve işçilik maliyetleriyle dolayı fiyat olarak diğer rakip ülkelerin çok üstünde kalıyor” ifadesini kullandı. Sadece diğer ülkelerin yapamadığı zor kaliteleri yapmanın kapasiteyi doldurmaya yetmeyeceğini aktaran Ünsal, “Bu yüzden maliyetleri düşürmenin yolları aranmalıdır. Sektörün daha ileriye gidebilmesi, boya ve terbiyenin ileriye gidebilmesi için konfeksiyon ve hazır giyimde atak yapılmalıdır. Bu branşta markalaşmayı Devlet diğer branşlarda olduğu gibi desteklemelidir. Dolayısıyla bana göre sektörün yeniden yapılanma sürecine ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.
Tekay Kimya’nın yurt içinde ve yurt dışında müşterilerine verdiği hizmetlerini hızlandıracak Bursa Serbest Bölge binası Gemlik’te hizmete girmiştir.
Adres :
Ata Serbest Bölge Mah. Yonca Sok. No:8 Gemlik / BURSA
Pamuk ve Viskon Elyafların işletmelerde boyanması ile ilgili dikkat edilecek hususlara pratik deneyimlerle bir nebze yardımcı olmaya gayret edeceğim. Türkiye de ve Dünya da en çok kullanılan elyaf Selüloz elyaftır. Selüloz elyafı Polyester elyaf takip eder. Selüloz elyaf içinde en önemlisi pamuktur. Bunu Viskon ve sınırlı miktarda Tencel gibi diğer elyaf tipleri teşkil eder. Pamuk ve kısmen Viskonun büyük bir kısmı Polyester ile harman olur. Elastanlar da bu karışımlara eklenerek modadaki yerini sağlamlaştırdı. Pamuk giyim, konforu, doğal olması ve ekolojik özelliklerinde dolayı geniş kabul görmektedir.
PAMUK
Pamuğun takribi %85 i Selüloz, %6-7 Nem ve kalan Vakslar ve Organik tuzlardır. Pamuk organik asitlere karşı dayanıklı olup, Hidroklorik asit (HCl), Nitrik asit (HNO3) ve Sülfürik asit (H2SO4) te Pamuk elyaf çözülür. Bu belirtilen asitlerle terbiye sırasında kullanılmaktan açınılmalıdır. Pamuk Kumaş üzerindeki alkali atılmaz ve Nötralize edilmez ise oksiselüloza yol açıp Pamuğun bozulmasına neden olur. Pamukta nem önemlidir. Şayet nem %8 in üzerinde olur ve bu şekilde depolanır ise mikroorganizmaların çoğalma hızı yüksek olduğundan küflenme meydana gelir.
VİSKON
Pamuğa alternatif olarak geliştirilmiş yapay bir elyaftır. Odun veya Selüloz kalıntılarının, Sodyum Hidroksit ve bilahare Karbon sülfür ile reaksiyona sokularak Viskon elyaf elde edilir. Pamuk elyaf gibi anorganik asitlere dayanıklı değildir. Yaş mukavemeti düşüktür. Parlak renkler elde edilir ve Renk verimi Takribi 20% daha koyudur. Tutum hem dökümlü ve hem de daha yumuşaktır. Alkalilere karşı pamuk kadar dayanıklı değildir. Elyafın mukavemeti azalır. Bu sebeple Soda kullanımı tercih edilmelidir. Yüksek sıcakta elyafın kalması depolimerizasyona sebep olur ve elyafın mukavemeti azalır. Bir Reaktif Boyamada optimal sonuçları elde etmek için nelere dikkat etmeli.
1- SU
Bir kg. pamuğun ön işlemi, boyama ve apre için takribi 100 lt. su tüketilir. Boya Makinelerindeki gelişmelerle bu oran 60 lt. ye düşmüş olabilir. Bu suyun ne derece önemli olduğunun bir işaretidir. Boyama için yumuşak suya yani takribi maksimum 5 Alman sertliği ve pH 6 olmasına dikkat edilmelidir. Boyama için istenen su değerleri:
– Sertlik: 0-5 alman sertliği
– Bikarbonat: 30-100 ppm
– Demir: 0,02-0,1 ppm
– Sülfat: 0-30 ppm
– Bakır: 0,01-0,05 ppm
– Klorür: 12-20 ppm
– İletkenlik: 50-150 μ/cm
Kalsiyum ve Magnezyum gibi metal iyonları reaktif boyaların migrasyon ve difüzyon özelliklerini etkiler. Bunun birikmesi az boyanmış bölgelere yol açan beyaz çökelmeye sebep teşkil edebilir. Bakır ve demir gibi ağır Metal iyonları boyaların tonunu etkileyebilir. Bu beyaz lekelerin olmasına sebep veren birde Bikarbonat iyonlarının çökmesidir. Şayet asidik yıkama ile lekeler çıkıyor ise, kaynağın bundan o lduğu anlaşılır. Suda Bikarbonat iyonunun yüksek (8-9) olması pH tamponlanacağından, fiskede ihtiyacımız olan pH 10,8 e ulaşmamızı zorlaştıracak ve renk tekrarlanır lığı ile sorun yaşamamıza sebep olabilecektir. Tabii ki pH değerine başka yöntemlerle de ulaşabiliriz. Bundan dolayı bizim tavsiyemiz Boya başlangıç pH’sını 5-6 arasında tutmak ve bir nebze bu problemi uzaklaştırmak. Su kalitesinin iyi olmaması ve bilhassa Ca+2, Fe+3 ve Cu+2 iyonları, bilhassa kasar da Peroksidi bozarak kötü beyazlık ve aynı zamanda Fe+3 mat bir beyazlık vermesine sebep olabilir. Demirin kumaşta yaratacağı negatif etkilerin başında kumaş mukavemetinin azalmasına sebep teşkil edebilir (delikler).
2- BOYA ÖNCESİ ÖN HAZIRLIK
a- Örgü veya Dokuma kumaşlarda boyama işlemine girecek malların iplik lotlarına göre ayrılması ve gerektiği takdirde laboratuvarda boyanarak durum tespitinin yapılması. En önemlisi Depoya gelmiş bulunan Kumaşların Kirli mi, Yağlı mı, Patlak mı, Eni ve gramajı ne. Bu işlemlerden sonra partilere ayrılması (laboratuvarda belirtilen çalışmanın yapılması). Boyanacak kumaşlar Makine cinsine göre ayrılacak ve her göze eşit miktarda konacak. Burada ki gaye makinede eşit dönme zamanını elde etmektir. Sizin de bildiğiniz gibi kumaşın makinede bir turunu 2,5-3 dakikada tamamlaması düzgün bir boyacılık için gereklidir.
b- Boyamadan önce Makinelerin bakımlarının tamamlanması ve en önemlisi Makine temizliği yapılmış olmasıdır. Mesela; koyu boyanan bir renkten sonra açık renk için gerekli temizliğin yapılması. Böylece doğacak lekeleme veya renk kirliliğin gibi problem önlenmiş olur.
c- Laboratuvardaki gaye Örgü Kumaşlarda ki yağların, parafinlerin ve Petkimlerin, dokuma Kumaşlarda ki Haşılın uzaklaştırılması ile ilgili çalışmaları ve boyaması yapılarak işletmeye gerekli olan raporların sunulması ve İşletme tarafından kontrol edilerek Prosesin belirlenmesi. Parafinlemenin amacı, ipliğin kayganlaştırarak çalışma sırasında sürtünme etkilerini azaltmak, iplikte çalışma sırasında oluşacak statik elektriklenme önlenir, ipliğin mukavemeti artar. Bu işlem düzgün yapılmaz ise iplik abrajı veya fazla parafin verilerek ipliğin parlaklığını artırmak istenir ise buda boyamada bazı zamanlarda sorun yaratabilir. Bütün bunların kontrol edilmesindeki gaye hatalı boyamanın önüne geçilmesidir.
3- ÖN İŞLEM
En çok dikkat edilecek ve önem verilecek işlemdir. Bundaki gaye Kumaşlardaki istenmeyen maddelerin yıkama, pişirme, haşıl sökme ve Kasar işlemleri ile uzaklaştırılmasıdır. Yetersiz ve kontrolsüz işlem yapılır ise Kumaşlar düzgün boyanmaz.
Konvensiyel ürünlerle yapılan Kasar maddeleri:
– Sequester Madde: Kompleks oluşturucu maddeler çökmelere ve sertlik oluşturucu maddelere karşı hassas boyarmaddelerde leke oluşmasına engel olup Ca ve Mg iyonlarının yanında Si, Fe ve Cu iyonlarının da tutulmasını amaçlar. Çünkü bu iyonlar boya banyosu içinde zararlıdır. Diğer bir deyiş ile iyon tutma ve Disperge kabiliyeti yüksek maddeler kullanılmalıdır.
– Yağ Sökücü: Kumaş üzerindeki örgü veya dokuma yağlar ile pektinlerin uzaklaştırılması için kullanılan ve aynı zamanda ıslatma, hidrofilite özelliğe sahip bir maddenin kullanılması.
– Kırık önleyici: Polimer ve yağ bazlı kullanılması.
– Stabilizatör: Peroksitin alkali ile temasında hızlı parçalanmasını önler. Sıcaklık artıkça peroksit düzenli parçalanarak aktif oksijen çıkartır ve bu sayede beyazlık oluşması amaçlanır. Silikat türevinden kullanılması suda zor çözünen bileşikler oluşmasına ve silikat çökmelerine sebep teşkil edebilir.
– Peroksit – Kostik: Peroksittin parçalanıp aktif oksijeni açığa çıkartması için kasar banyosunda alkali olarak kullanılır.
– Anti peroksit: Kasar işlemi sonrasında kumaş üzerinde kalması muhtemel peroksittin uzaklaştırılması için kullanılan enzim veya buna eşdeğer malzemeler. Peroksittin uzaklaştırılmaması rengin açık çıkmasına sebep olabilir. Maddelerin sırası ile makineye verilmesi, kumaş daha önceden alkali işlem görmüş ise pH 10-11, ham ise pH 11-12’ye ayarlanır ve 98-105 derecede 20-30 dakika çalışılır. Bilahare taşar yıkama, nötralize ve pH kontrol ile hidrofilite kontrolü ile boyaya girilir. Taşar yıkama ile boşaltma yapacağız, şayet sıcak boşaltırsak aldığımız soğuk su malın sertleşmesine ve malda kırık olma ihtimalini artıracaktır.
ÖN İŞLEMDEKİ ÜRÜN TAVSİYELERİMİZİ VE AYNI ZAMANDA KOMBİN KASARIN VERDİĞİ AVANTAJ VE DEZAVATAJLAR PROSES BÖLÜMÜNDE SİZLERE İZAH EDİLECEKTİR.
4- ELEKTROLİT
Selüloz boyacılığında kullanılan anyonik boyarmaddelerin, Pamuğun sudaki anyonik yapısı nedeni ile Pamuğa karşı afinitesi oldukça düşüktür. Bundan dolayı boyanın elyaf tarafından emilmesini hızlandırması için Tuz veya Sodyum sülfat gibi elektrolitler kullanılır. Seçilecek tuzun 1-5 Alman sertliğinde olmasına dikkat edilmesi, aksi halde banyo sertliğini artıracağından boyamaya negatif etki edebilir. Sodyum sülfat kullanımı daha ziyade kritik boya guruplarında kullanılmalı. Mesela Turquaz ve Blue R Spec. gibi boyarmaddelerde. Boya ihtiyacı olan elektrolit kullanım miktarının belli sınırların altında tasarruf gayesi ile kullanıldığında tekrarlana bilirlik oldukça azalır. Elektrolit miktarı artıkça substantivite artacağından düzgünsüzlük tehlikesi artacaktır. Boyaların çözüle bilirliği elektrolit miktarına göre değişebilecektir. En önemlisi elektrolitlerin fazla kullanımı yıkamada fazla enerji ve zaman kaybı ile haslık problemi olabilecektir. Bundan dolayı elektrolit kullanımı çok önemlidir. Substantivite ve Reaktiflik konularını bu bölümde inceleyeceğiz. Kumaş sulu ortamda boyanın ancak 10% lif tarafından alınır. Bu sebepten banyoya elektrolit (tuz) verilerek substantif hız kazandırılır ve boya yapılarına göre, banyo ortamından lif yönüne doğru 75% oranında kayar. Tuz ilavesinden sonra en uygun çekime ulaşabilmek için 40 dakikaya ihtiyaç vardır. Yükselen derece ile substantiflikte bir düşme oluşur. Bu Tuz miktarını artırarak bunu engellerim demek değildir. Mesela 50- 60oC’de ihtiyaç olan elektrolit miktarı boya yapılarına ve kullanılan miktarına göre 20-80 gr/lt. Fakat sıcak boyalarda bu rakam daha fazla olur. Boyanın elyafa çekilebilme kabiliyetine (affinite) olarak algılarız. Boyalar geliştikçe boyanın çekilebilme kabiliyeti artacaktır. Substantivite ve affinite elyafta beraber hareket ederler. Reaktif boyaların lif üzerine olan hareketi ve bağlanmasıdır. Boyar madde ile lif arasında ki reaksiyon, selüloz lifinin reaksiyona girebilecek OH- gurupları ile olmaktadır. Şayet işletmede sıvı tuz kullanılıyor ise mutlaka başta verilmesi, böylece banyo oranını kontrol etmiş olursunuz. Her madde verilişinde 5-10 dakika malı döndürünüz.
5- BANYONUN pH DEĞERİ VE ÖNEMİ
Alkali, reaktif boyayı selüloz lifine kimyasal olarak bağlanması için gerekli bir malzemedir. Bunlar Kostik, soda veya bunlara eşdeğer maddeler olabilir. Boyaların pH değeri ve sıcaklık ilişkileri söz konusu olduğunda, aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir. pH yükseldikçe, selüloz daha fazla eksi yük taşıyan hidroksil gruplar meydana gelir. Sıcaklığı sabit tutup, pH değeri bir birim yükseltildiğinde (mesela pH 10’dan pH 11’e) boyama ve reaksiyon hızı 10 misli büyümektedir. Bunun tersini yapar isek pH değeri sabit tutup sucaklığı 10 derece
yükseltirsek reaksiyon hızı çok hızlanacaktır. Her iki durumda da verilecek alkalinin boyama derecesine göre ayarlanması gerekir. Belli nedenlerden ötürü yüksek sıcaklıkta boyama yapılacaksa pH değerinin düşürülmesi gerekecektir. Örneğin: çok sık dokunmuş kumaşlarda veya fazla büküm verilmiş iplik ve kumaşların boyanmasında migrasyon yöntemi ile sıcak veya soğuk boyalar kullanılmalıdır. Bu durumlarda sıcaklığın yükseltilmesi (80 veya 95 dereceye) boyarmaddenin migrasyonuna etki ederek uygun duruma getirmektir. Daha önceden de bahsettiğimiz gibi yüksek sıcaklıklarda substantiflik azalmaktadır. Bunu dengelemek için tuz miktarını artırmamız gerekecektir. Boyama da optimum pH değerinin 10,8 – 11,0 olması gerekmektedir. Alkali olarak; soda, kostik, sodyum bikarbonat veya buna eşdeğer malzemeler kullanılabilir. Yüksek alkalilerde önceden sodyum bikarbonat ile tamponlanması tavsiye edilir. Renk tekrarlanabilirliğin özellikle pH değerinin sabit olmasına, elektrolit ve Sıcaklığının sabit tutulmasına bağlıdır. Basitleştirilmiş bir kurala göre fiksaj verimliliği artan elektrolit miktarına bağlı olarak artar ve artan banyo oranına ve boya konsantrasyonuna bağlı olarak azalır.
Elastan Malların Ön İşlemi :
Elastan iplikleri veya lifleri makro moleküllerinden oluşup %85’lik kısmı poliüretan moleküllerinden meydana gelir. Elastan isminden de anlaşıldığı gibi serbest kaldığı anda eski haline gelir. Elastanlar avivaj ihtiva eder ve bu avivaj maddesinin tamamı silikon yağlarıdır. Yağların en uygun şekilde uzaklaştırılması gerekir. Fazlasının uzaklaştırılması elastikiyet kaybına sebep olur. Bundan dolayı özel ürün kullanılması tavsiye edilir. Elastan lifleri tek başına nerede ise hiç kullanılmaz. Daha ziyade çekirdek ipliğin etrafına belli tekniklerle sarılarak piyasada karşımıza çıkar. Elastan Kumaşlar elastan cinsine ve Menşeine bağlı olarak, ön fikse için Ramlar da 175 – 200 oC’de 30 – 70 saniye kontak zamanı ile en ve gramaj ayarlarına tabi tutulur. Bunun yanında Ramda girişte buharlama da tatbik edilebilir ise daha iyi netice alınmış olur. Bütün bunların yapılmasındaki amaç;
a- Kasar da sonradan oluşabilecek sararmayı önlemek.
b- Kırık tehlikesini büyük ölçüde azaltırız. Yalnız dikkat edilecek husus, iyi makine seçimi, az mal alınması, ani soğutma, ısıtma ve uygun yapıda kırık önleyici kullanılması kırık oluşumunu ettiler.
c- Önce yapılan termofikse daha sonra renk tonunun değişimini önleyebilir.
Elastan Kumaş Prosesi:
İşletmelerin makine parklarına göre çalışma şekli değişebilir. Mesela;
a- Tüp -> Yıkama + Kasar -> Boyama -> Kurutma -> Avivaj. Bu metot ile istenen en ve gramaja ulaşılmayabilir.
b- Tüp -> Yıkama -> Fikse -> Kasar + Boya -> Avivaj Kurutma
c- Açık en -> Fikse -> Yıkama + Kasar -> Boyama -> Avivaj Kurutma
d- Dokuma Kumaş -> Fikse (Buharlama) -> Yakma -> Haşıl Sökme -> Kasar -> Merserize -> Fikse veya Kurutma -> Boyama -> Avivaj Kurutma.
Kaynak: tekstilteknik.com.tr
Tekstil terbiye sanayicileri sektörün hedef kitlesi olan gençlere tanıtılması konusunda birleşti. Sektör temsilcileri, tanıtım için öğrencilere yönelik Ar-Ge yarışmalarının düzenlenebileceğini dile getirdi.
Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği’nin (TTTSD) düzenlediği yuvarlak masa toplantısında sanayiciler tekstil terbiye sektörünün yol haritasını konuştu. Türk tekstil sektörünün Türkiye için stratejik öneme sahip olduğunu ve geleceğe umutla baktıklarını söyleyen sanayiciler, Türk tekstil terbiye sektörünün hedef kitlesi olan üniversite-lise çağındaki gençler, basın, kamu kurumları ve STK’lara tanıtılması konusunda birleşti.
Canpolat: Gelecek 3 Ayda Tekstil Sektörü İhracatı Artacak
Toplantıya, DÜNYA Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, TTTSD ve Migiboy Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Canpolat, TTTSD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Başkanı Kemal Oğuz ve Yönetim Kurulu Asil ve Yedek Üyeleri Ahmet Temiroğlu, Faruk Özpınar, Ali Osman Kilitçioğlu, Alp Kullelioğlu, Şeref Akaslan, Kayhan Ünsal, Tamer Hasbay, Ömer Ünsal katıldı.
Tekstil sektörü ihracatının sürekli artış gösterdiğini ifade eden Vehbi Canpolat, “Gelecek 3 ayda tekstil sektörünün ihracatı artacak çünkü sektör her geçen gün daha rekabetçi bir hal alacak. Zaten ilk 5 aylık verilere baktığımızda tekstilin, özellikle kumaş ve hammadde kısmında yaklaşık yüzde 9, konfeksiyonda da yüzde 11’lik artış var. Bu sebeple karamsar olmamalı ve kendimizi sorgulayıp şirketlerimizi gözden geçirmeliyiz” dedi.
Tekstil ciddi boyutta ihracat yaptığını da sözlerine ekleyen Canpolat, “Sektör 18 milyar dolar konfeksiyon, 11 milyar dolar kumaş ihracatı yapıyor. Bunun yanında 30 ila 40 milyar dolar iç pazarda dolaşımda. Sektörün yaklaşık yüzde 50’si ihracat yaparak döviz getiriyor. Hedefimiz bunu 60 milyar dolara taşımak. Ayrıca kriz durumunda en az zararla çıkabilecek sektörlerin başında geliyoruz. Tekstil sektörünün zaten sıkıntısı mal satamamak değil, karsızlık. Kar etmeyen işletmelere bıkkınlık gelir, bu işi yapamazlar” şeklinde konuştu.
Özellikle son 15 yılda Türk insanının sanayiye bakış açısının değiştiğini söyleyen Canpolat, “Gençlerin sanayiye olan ilgisi değişti. Hizmet sektörü şimdilerde daha cazip geliyor. Bu algının sonucu olarak da üniversiteler tekstil ile ilgili bölümlerini kapatmaya başladılar veya öğrenci bulamıyorlar. Şu anda tekstil mühendisi sıkıntımız yok ama ileride olabilir” şeklinde değerlendirdi.
Çalıştay Düzenlenmeli
Tekstil Terbiye sektörünün tanıtılmasında sıkıntılar yaşandığını ifade eden Özen Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Temiroğlu, “Başrolünde TTTSD’nin olduğu tekstilin bütün alanlarının dahil olacağı bir çalıştay düzenleyelim. Bu çalıştayın yanında üniversitelerle tanıtım aşamasında sıkı bir bağ kuralım. Tekstil bölümü okuyan öğrencilere kendimizi tanıtalım” diye konuştu.
Temiroğlu, “Zaman zaman kâr, zaman zaman zarar ederiz. Bunlar içinde bulunduğumuz sektörde olabilecek şeyler. Şu anda global pazarda da kâr oranları düşmüş durumda. Türk tekstil sektörü hala güçlü ve stratejik bir sektör. Moral bozmak yerine şirketimizi doğru yönetmenin yollarını aramalıyız. Çoğunluk AB ülkelerine ihracat yapan bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.
Talep Yaratıcı Ürünlere Yoğunlaşmalı
Ar-Ge çalışmalarının da günümüzde önem kazandığını söyleyen Temiroğlu, “Talebi karşılayan bir Ar-Ge yapısı değil, talep yaratan bir Ar-Ge yapısına bürünmeliyiz. Sektörde niş olabilecek ürünlere yoğunlaşmalıyız” dedi.
Tekay Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ünsal ise işgücü hiyerarşisinde mühendis bulabildiklerini söyledi. Fakat ara eleman bulmakta zorluk çektiklerini anlatan Ünsal, “Üniversiteler için düşündüğümüz işbirliğini tekstil meslek liselerine de yaymalı ve destek olmalıyız” diye konuştu.
Sektörün ilgi çekmesi açısından üniversite gençlerine veya akademisyenlere yönelik bir Ar-Ge yarışması düzenlenebileceğini söyleyen Zeynep Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Alp Kullelioğlu, dernek olarak ödüllü Ar-Ge ve tasarım yarışması düzenlenebileceğini kaydetti.
Turan Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Adalet Turan dönemin konfeksiyonun sezonu olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Boyahane tarafında 600 ila 650 ton üretimim var. 300 tonunu kendi işlerim için kullanıyorum. Bu 300 tonun 100 tonu konfeksiyona, 200 tonunu da ihracat yapıyorum. Kalan 300 tonunda ise fason çalışıyorum. Yani yüzde 50 fason çalışıyorum.”
Kaynak: www.dunya.com (Ender YAZICI)
TEKAY Grup olarak Bursalı Sanayicilerle Ramazan ayı boyunca iftar yemeklerinde biraraya geldik. Geleneksel buluşma iftarlarımız Bursa Crowne Plaza ve Bluebay Celik Palace’ta sektörden misafirlerimizle sıcak bir sohbet ortamında gerçekleşti.
Tekay Kimya’nın kuruluşunda büyük desteği olan ve uzun yıllardır Türkiye mümessilliğini yaptığımız Brüggemann firması, kuruluşunun 150’nci yıldönümünü Almanya’nın Heilbronn şehrinde kutladı.
42 senelik dostumuz olan Bay Brüggemann ve eşinin davetiyle kutlamaya Tekay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer ÜNSAL ve Tekay Kimya Genel Müdürü Kayhan ÜNSAL katılmıştır. İş ortağımız Brüggemann’ı tebrik ediyor, daha nice yıllara başarıyla ulaşmasını temenni ediyoruz..
TEX-TEK bir TEKAY GRUP kuruluşudur. Tekay Grup, tekstil boya ve kimyasalları sektöründe daima en iyi olmayı ve müşteriye en iyiyi sunmayı hedefleyen, ISO normlarına sahip bir kuruluştur. Tekay’ın hızlı ve istikrarlı büyümesinin ardında, koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışı, insan kaynakları yatırımları ve toplam kalite anlayışına dayanan kurumsal politikaları yatmaktadır. Tekay bu deneyimini kurucusunun 1972’den beri tekstil sektöründeki tecrübelerine borçludur.
İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi Tabakhane Cad. No:20 Parsel:YB-16 34956 Aydınlı / Tuzla / İSTANBUL – TÜRKİYE
+90 (216) 591 06 83 – 84 – 85 (pbx)
+90 (216) 591 06 75
P.tesi-Cuma: 9:00-18:00 arası açık